Ranula, genellikle ağız tabanında rastlanabilen tükürük salgısıyla dolu bir baloncuktur. Minör tükürük bezlerinin (minör tükürük bezleri) noktasal ağızlarının kapanmasıyla oluşur. Küçük tükürük bezlerinin, büyük tükürük bezlerinde olduğu gibi bir kanal sistemi yoktur; ağız içi döşemeye (mukozaya) nokta gibi bir açıklıkları vardır. Ağız içi nemi sağlarlar. Genellikle ağız içi müdahale, kesiler, diş müdahaleleri sırasında oluşan mukozal travma nedeniyle gelişir. Minör tükürük bezinin bu ağzı kapandığında veya yapısı bozulduğunda, salgılanan tükürük akamaz ve bezi şişirir; görünümü mavi röfleli bir baloncuğa benzer. Videosunu izlediğiniz, tükürük bezi taşı nedeniyle sialendoskopi denenmiş hastada submandibuler (çene altı) tükürük bezi kanalının ağzı bulunamamış ve ağız içine bir kesi yapılarak taşı çıkartmaya çalışmışlar. Taş çıkartılamadığı gibi, kesi nedeniyle sonradan ranula gelişmiş. Neyse ki sorunlarını çözebildik. Sialendoskopide kanal ağzının bulunması bile deneyim ister. Zira major tükürük bezi kanallarının (Submandibuler, Parotis veya Sublingual bezler) ağızları 0,1mm yani belli belirsiz bir nokta gibidir. Sialendoskopide bu noktayı bulup 1,6mm çaplı sialendoskopun girebileceği kadar genişletmemiz gerekiyor. Sialendoskopiye başladığımız 2004 yılında bu noktayı (orifisi, kanal ağzını) bulup genişletmemiz ve kanala girmemiz bile en az yarım saat sürüyordu. Şimdilerde saniyeler içerisinde bunu yapabiliyoruz. Yine de çok nadir de olsa kanal ağzı gelişmemiş veya kapanmış olgularla karşılaşabiliyoruz (1/200). Bu vakalarda sialendoskopi yapabilmek için yeni bir kanal ağzı oluşturmak gerekebiliyor; bazen çok nadir de olsa özellikle kanal çok inceyse bu da olanaklı olmayabiliyor.